
Yapı Kredi Koleksiyonu.
Geçtiğimiz yıl Salt Galata’da İmparatorluğun son döneminde yetişen portre ressamı Mihri Hanım’ın hayatı ve eserlerine dair her ne kadar eser yönünden fakir de olsa değerli bir sergi düzenlenmişti. Daha henüz 29 yaşındayken kadınlara mahsus güzel sanatlar okulu İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nin kuruluşunda rol oynayan, önemli devlet adamlarının, bilim insanların ve sanatçıların portrelerini yapan Mihri Hanım’ın hayatından bazı önemli anları siz değerli okuyucularımla da paylaşmak istedim. 13 Aralık 1885’te Kadıköy’deki Ahmed Rasim Paşa Konağı’nda hayata gözlerini açan Mihri Hanım’ın hayatının genel bir çerçevesini sunan sergi, bilhassa Mihri’nin hayatının farklı dönemlerine, bu dönemlerde yurtiçi ve yurtdışında basında çıkan haberlere odaklanıyordu. Dönemin kadınlarına göre daha şanslı bir hayatı olan Mihri’nin çocukluğundan itibaren aldığı eğitim ve içinde bulunduğu çevrenin de yardımıyla kendini gerçekleştirmeyi başarmış bir kadın oluşu, onu tarihimizdeki önemli ve farklı figürlerden biri hâline getiriyordu. Hayatından kısaca bahsetmek gerekirse, bürokrat bir aileye doğan Mihri Hanım, Sultan Hamid döneminin saray ressamlarından biri olan Fausto Zonaro’dan eğitim almış, sonrasında eğitimine Avrupa’da devam etmiş, eğitimini tamamlayıp Türkiye’ye döndükten sonra kadınların eğitim haklarının ve fırsatlarının gelişmesi için hem kendi alanında, hem de farklı alanlarda hizmetlerde bulunmuştu. Salt Galata’daki sergide belirtildiğine göre 14 Ekim 1918’de Mihri Hanım’ın Şişli’deki evinde açtığı sergi yerel basından yoğun ilgi görmüş, Kemal Emin’in Temaşa Dergisi için hazırladığı yazıda, Mihri’nin eserlerinin “kadınlık kadınların daha iyi takdir ettiğinin” göstergesi olduğunu söylenmişti. 1922’de Avrupa’ya geri dönen Mihri, bir müddet Roma’da yaşadıktan sonra Londra, Madrid ve Viyana gibi Avrupa’nın diğer sanat merkezlerine de ziyaretlerde bulunmuş; 1927’de temelli New York’a yerleşmiş, burada eserlerini sergilemiş ve sanat okullarında bilfiil ders vermişti. Bir yıl sonra, 1928’de George de Mazioff Galerisi’nde açmış olduğu ilk sergisi dikkat çekmişti (Haber için The New York Times’ın 25 Kasım 1928 tarihli sayısına bakılabilir). Sanat ve eğitim faaliyetlerinin yanı sıra, League of Women Voters (Kadın Seçmenler Topluluğu) gibi kadın haklarıyla ilgili faaliyetler yürüten topluluklarda da bulunmuş, bu toplulukların çalışmalarında bilfiil görev almıştı. Mihri Hanım’la iftar edeceğimiz bir diğer konu ise Mustafa Kemal’den Franklin D. Roosevelt’e, Thomas Edison’dan Edwin Markham’a kadar farklı alanlarda kendini kanıtlamış, önemli şahsiyetlerin portrelerini yapmış olmasıdır (1934 senesinde ABD Türkiye Büyükelçisi Ahmet Muhtar’ın portresini yapması da basında ses getirmiştir. Hatta Florida’daki Rollins College’da da Ahmet Muhtar’ın referansı sayesinde öğretmen olarak atandığı iddia edilir). Mihri Hanım, The New York Times’ın 16 Şubat 1938 tarihli sayısındaki habere göre resim ve çizim öğretmeni olarak Master Institute of United Artists’in kadrosuna alınmıştır. Bu yüzden, Salt Galata’daki sergi sayesinde Mihri Hanım’ın hayatının farklı dönemlerine bu kadar yakından şahit olmak unutulmayacak bir deneyimdi. Zira Mihri Hanım’ın yalnız yeteneği değil, hayat dolu ve zarif kişiliği de serginin bir parçasıydı.

Mihri Hanım’ın tüm bu çalışmaları arasında, benim en değer verdiğim çabası İnas Sanayi-i Nefise Mektebi adına verdiği mücadeledir (bir dönem bizzat müdürlük pozisyonunda da bulunmuştur). Bu mücadele yalnızca güzel sanatlar eğitiminin kurumsallaşması için önemli bir mücadele değildir, ayrıca kadınların sanat eğitimiyle sanat üretiminde rol alması, görünür hale gelmeleri açısında da önemlidir, takdiri hak eder. Bu mücadelenin sayesinde, zaman içinde farklı sosyo-ekonomik sınıflardan kadınlar eğitim alma fırsatı bulmuştur. Salt Galata’daki sergide yer alan Mihri’nin şu sözleri de bu mücadelenin gerekliliğini ve önemini göstermektedir: “Bugün her yerde müsâvat ve adaletten söz ediliyor. Fakat inas sanâyi-i nefise mektebi nerede? Hep yapılanlar erkekler için!” Bir diğer deyişle, Mihri Hanım yalnız resimleriyle değil, Türk kadınlarının yeteneklerinin ortaya çıkması için verdiği mücadeleyle de ünlenmiş, bu çalışmaları yabancı basında da takdir edilmiştir.

Salt Galata’daki sergide yer alan bazı basın haberlerini de sizlerle paylaşmak isterim.





